Şüphe yok… Hiçbir şekilde şüphe yok…

Geçmişte 17 – 25 Aralık Operasyonları ve 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunanların; hatta şu anda ABD’de devam eden davayı belli belgelerle ve tanıklarla besleyenlerin FETÖ ve yandaşları olduğundan…

Düzmece belgelerle şanlı Türk Ordusunu darmadağan edenin, ordusunu “Allah Allah” nidalarıyla düşman üstüne yollayan bu şanlı ordunun Genelkurmay Başkanını terorist ilan edip hapse atanın FETÖ ve yandaşları olduğundan…

Toplumun büyük ilgisini çeken, paranın ve popülerliğin yüksek olduğu futbol camiasını ele geçirmek için, her zaman en gözde ve en ön planda olan Fenerbahçe Spor Kulübü’ne sözde şike iftirası atıp, yönetimini devirip ele geçirmeye çalışanların FETÖ ve yandaşları olduğundan…

Fakir-fukaralığın pençesine düşmüş olan Anadolu’nun parlak çocuklarını kendi yanına çekip, onların zaaflarını ve hassasiyetlerini kendi çıkarları için kullanıp, vatanın geleceğini oluşturabilecek yetenekteki gençlerini “yitik kuşak” yapanların FETÖ ve yandaşları olduğundan…

Allah, İslam, Kuran vb hassas değerlerin arkasına sığınıp, bu memleketin şerefli bürokrat ve önde gelen aydınlarını şerefsizce karalayan, insanların haysiyetleriyle oynayan ve toplum önünde onları organize şekilde itibarsızlaştıranların FETÖ ve yandaşları olduğundan…

40 yılı aşkın süredir devletin her kademesine sinsi sinsi sızıp, hakkaniyet ve hukukun dışına çıkıp, sınav sorularını çalıp, başkalarının hakkını yiyip, namuslu insanların adeta üzerine basıp, liyakat – hak – hukuku bir kenara koyup devlet içinde paralel devlet yapılanması oluşturanların FETÖ ve yandaşları olduğundan…

Yurtdışında Türkiye propagandası yaptığı sanılan, devletin tanımadığı ülkelerde bile okullar açan, güzel ilişkiler kuruyor diye korunan – kollanan, “yabancı çocuklara Türkçe şarkılar söyletiyorlar, ne güzel yahu!” diye alkışlanırken; tüm bunları kamuflaj olarak kullanıp arkada uluslararası istihbarat örgütleriyle kirli ilişkiler içinde olanların FETÖ ve yandaşları olduğundan…

Sadece ilkokul bitirmiş bir şark kurnazı cahilin, birileri tarafından pompalanıp “hoca efendi” diye ortaya salındığı, o muhterem zannedilen kişinin aslında bir düzenbaz olduğu, o düzenbazın iplerinin saklandığı ülkede olduğu; ve tüm bu işlerin arkasında da bize dost ve müttefik görünmesine rağmen hiçbir zaman bizim gerçek dostumuz olmayan ve hatta daha önce bu ülkedeki pekçok sıkıntılı konunun altında o ülkenin olduğu ve asıl FETÖ ve yandaşlarını yaratanın onlar olduğundan…

Şüphe yok… Hem de hiçbir şekilde şüphe yok…

Bunlardan elbette şüphe yok; ama diğer tarafta ne şekilde elde edilmiş olursa olsun ortada duran yolsuzluk ve rüşvet iddiaları, gerçekleri var. Peki sırf bu iddialar, gerçekler; ülkemizi idare edenleri yıpratmak için FETÖ ve yandaşları tarafından ortaya atıldı diye bu gerçekleri yok mu sayacağız? Üzerine gitmeyecek miyiz? Görmezden mi geleceğiz?

Daha önce bu ülkedeki pek çok kurum, aydınlar, askerler, bürokratlar, spor kulüpleri, iş adamları, siyasiler ve pek çok kişi ve kuruluş için kurmaca belgeler, deliller hazırlanıp bu kurmaca delillerle kişi ve kuruluşlar yok edilmedi mi? Peki ayakkabı kutularındaki paralar, yatak odalarındaki büyük kasalar ve içindekiler, kirli ilişkileri ifşa eden ses kayıtları, pahalı kol saatleri, piyano ve umre seyahati hediyeleri ve daha da fazlası varken; bunlar somut şekilde ortadayken neden mahkemelerimiz bu konuları ele almıyor? Kafalardaki soruları, şüpheleri gidermiyor, insanların haysiyetini temizlemiyor?

FETÖ ve yandaşları tarafından yapılanlarla ilgili hiçbir şüphemiz yok… Peki şüphemiz olan konular ne olacak?

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.