‘Adalet mülkün temelidir!’ yazar mahkemelerde… Nedir orada bahsedilen ‘mülk’… Mal anlamında değildir o… ‘Mülk’ devlettir. Devlet kavramı, bir ülkenin otoriter, duruşunu yansıtan, vatandaşın güvencesi olan sistemdir. Ve bu sisteme güveni sağlayacak tek şey de adalettir…
3 Temmuz 2011 tarihi Türkiye’nin tarihinde önemli bir milat taşı oldu. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım başta olmak üzere, futbol camiasındaki birçok isim ‘Şike Operasyonu’ adı altında emniyete alınıyor ve birkaç gün içerisinde tutuklama kararı ile cezaevine konuyordu. Olan yada olmayan birçok iddia ortaya atılırken, adalet ve emniyet güçleri etik dışı birçok davranışta bulunuyor ve buna kimse müdahale etmiyordu.
Bir yanda bu işin içindeki en büyük isim olarak gösterilen Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım sürekli suçsuz olduğunu ve iddiaların bir karalama kampanyası olduğunu söylüyor, diğer yanda sahada verilen mücadeleyi gören bizler, taraftarlar buna isyan ediyorduk. Günler, günleri kovaladı… Sonra iddianame açıklandı. Herkes üzerinde birşeyler söyledi. Daha iddianame ortaya çıkmadan bir sürü şeyler söyleyenler, bu sefer iddianameye dayanarak konuşmaya başladılar. Mahkeme görülmeden, savunma dinlenmeden astılar, kestiler. Sonra sıra savunmaya geldi. (Aziz Yıldırım’ın savunması 1; Aziz Yıldırım’ın savunması 2; Aziz Yıldırım’ın savunması 3) İddianame açıklandığında ‘bu bir komedi’ demişti Sayın Başkan… Sonra tarihi davada büyük gün geldi çattı.. 14 Şubat tarihinde başlayan ‘Şike Davası’ ilk duruşması 24 Şubat 2012 gecesini 25 Şubat 2012′ye bağlayan gecede saat 2.00 civarında sonuçlandı. 7 kişi tahliye oldu. İçerisinde şike yaptı diye adı geçen kişiler de var: Şekip Mosturoğlu, Bülent Uygun, Mecnun Odyakmaz, Coşkun Çalık, Mehmet Yenice, Ömer Ülkü, Cemil Turan. Peki bu ismi şike yaptı diye iddianamede belirtilen ve haklarında tefrikalar çıkarılan bu isimler suçsuz ise, geride bırakılan Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve Tamer Yelkovan’ın durumu ne? Bu insanlar tek başına mı yaptılar ‘sözde şikeyi‘? Böyle saçmalık olmaz!
Elbette hala yargı süreci devam ediyor ve bizi işimiz yargıçlık değil. Ama süreci görünce, olanları görünce isyan etmemek elde değil. Daha karar açıklanmadan Sabah gazetesi ‘Şike davasında karar verildi’ deyip, sanıkların tahliye kararının red edildiğini söylüyor. Eskinin Torinolu Şaban’ı, şimdinin torpilli vekili Hakan Şükür ‘milletvekili sıfatıyla’ çıkıp devam eden bir dava ile ilgili açıklamalar yapıyor, yargılananları terör örgütü üyesi gibi değerlendiriyor… Çağlayan’da desteğini göstermek ve başkana moral vermek için gelen Fenerbahçe taraftarını ‘terör örgütü destekçisi’ ilan ediyor. Karar açıklandıktan sonra terör örgütü üyelerini çiçeklerle karşılayan güvenlik güçleri, durumu protesto eden taraftları biber gazları, basınçlı su ve copla kovalıyor… İşte durum böyle olunca, insanın aklına tek gelen de ‘bize adalet diye yutturulan şey sadece bir kurmaca mı?‘ sorusu oluyor. Adalet, devletin temeli ise, bu temelin dibine dinamit konuyor!
Bugün verilen karar, kamuoyu nezlinde göstermiştir ki; ‘sözde şike operasyonu’ diye başlatılan süreç, Fenerbahçe Spor Kulübü ve Başkanı Aziz Yıldırım’ı bitirme operasyonudur. Hiçbir konuda yorum yapmıyor, olayı saptırmıyorum. Sadece sormak istiyorum: “Eğer şike varsa, şike yapılmışsa, teşvik verilmişse, Aziz Yıldırım bunu tek başına mı yapmıştır? Ortada teşvik ve şike varsa, neden bu konuyla ilgili diğer taraflar ortada yoktur? Görülen davalar sürecinde diğer takımların somut olarak teşvik girişiminde bulunduğu belirtilmesine rağmen, neden onlar bu davanın dışında tutulmaktadır?” Daha bu sorular uzar gider!!!
Son olarak şunu belirtmeliyim ki; Fenerbahçe Camiası bu günleri unutmayacak! Bu camia kendisine yapılanları, yapılmaya çalışanları, atılan çamurları, başarılarının çalınmaya çalışılmasını, emeklerin çamura atılmasını, haksız ithamlarla karşılaşmayı, hele hele bugün Çağlayan’da yaşananları unutmayacaktır.
Yaşananlar göstermese de şunu hatırlatmak istiyorum: ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR!
Futbol asla sadece futbol değildir demişti Simon Kuper. Evet, diktatörlere karşı siyasi ya da mevzuyla direk alakalı sivil örgütlenmelerle direnemeyen halklar, sanatı yahut sporu kullanırlar direniş için. Bu memlekette de futbol asla sadece futbol değil, bilahare Fenerbahçe de sadece Fenerbahçe değil! Küresel güçlerin finosu olan din şahbazlarına inat , en büyük ülkümüz olsun sizin kuyunuzu kazmak. Bundan sonra hayattaki en büyük ideolojim budur… Görkem Demir
Yorum Yazın